Hz. Osman b. Affan r.a. Hazretleri, Kur'an-ı Kerim'in bugünkü tertibe göre derlenip çoğaltılmasını sağlamıştır. Halifeliğinin son yıllarında, yahudi asıllı İbn-i Sebe'nin başını çektiği entrikalar ve halifenin kâtibi Mervan b. Hakem'in halkı soğutan kaba tavırları, bazı bölgelerde hoşnutsuzluğa yol açmıştı. Sonunda Mısır, Kûfe ve Basra'dan çıkıp Medine'ye gelen silahlı gruplar, bir ay kadar süreyle halifenin evini kuşatma altında tutmuş, halifelikten çekilmesini istemişlerdi.
Hazreti Osman r.a. ise, ölse bile taşıdığı halifelik gömleğini çıkartmayacağını bildirmiş, isyancıların istifa isteğini geri çevirmişti. Onlarla savaşmak isteyen sahabi arkadaşlarına da, Medine'de kan dökülmesine izin vermemişti.
Bütün çıkış yollarını kapatan kuşatma, Hz. Osman r.a.'ın susuz kalmasına yol açmıştı. Vefatından bir gece önce rüyasında, iki halifesiyle birlikte Rasulullah s.a.v.'i görmüş ve onun elinden su içmişti. Allah Rasulü s.a.v. ona: 'Yarın yanımızda iftarını açarsın' demişti. Ertesi gün, kuşatma altındaki evinde Kur'an-ı Kerim okurken, Hz. Osman r.a. isyancı katiller tarafından şehit edildi.
Bu olaydan sonra Hz. Osman r.a.'ın neden halifeliği bırakmayıp, ölmeyi göze aldığı merak konusu oldu. İnsanların merakına Hz. Aişe r.a. karşılık verdi:
'Allah Rasulü, bir gün Osman'ı yanına çağırdı. Başbaşa birşeyler konuştu. Sonunda Osman'ın omuzuna dokunarak üç kere şöyle dedi:
- Ey Osman! Umulur ki Allah sana bir gömlek (halifelik gömleği) giydirecek. Eğer kimi münafıklar senden onu çıkartmayı (vazifeyi bırakmayı) isterlerse, bana kavuşuncaya kadar o gömleği çıkarma!'
O gün bu haberi alan Hz. Osman r.a., halifeliğinin en zor günlerini yaşarken bile sabretti. Rasulullah s.a.v.'in emrine uydu ve nihayet vazifesi başında şehit edilerek O'na kavuştu.